Fonlar

"ETF nedir" yatırımcıların en çok merak ettiği sorular arasında ilk sıralarda yer almaktadır. ETF (Exchange Traded Funds) veya halka açık yatırım fonları, son on yıldır en önemli ve çok yönlü yatırım ürünlerinden biridir.
Neredeyse 30 yıllık bir geçmişe sahip olan ETF'ler, birçok avantaj sunar ve etkili stratejiyle doğru bir şekilde kullanılırsa yatırım hedeflerinize ulaşmanız için iyi bir finansal araç olabilirler.

ETF nedir sorusuna verilebilecek en açıklayıcı cevap, yatırım fonları ile hisse senetleri arasında bir referans endeksi taklit etmeye çalışan hibrit bir yatırım aracı olmasıdır. Öte yandan, ETF'ler normal bir hisse senedi gibi borsada alınıp satılabilir. Bu durum yatırım fonlarında olmaz çünkü bunlar her oturumun kapanışından sonra net varlık değeri üzerinden işlem görür ve likidite edilir. Ayrıca, hisse senetleri gibi ETF'lerin de bir kotasyon sembolü (ticker) vardır.
Öte yandan, ETF'ler yatırım fonlarına benzer şekilde bir varlık sepetine (hisse senetleri, tahviller, dövizler, vb.) yatırım yaparlar. Bu da riskin çeşitlendirilmesini teşvik eder ancak bazı ETF'lerin sadece bir endüstriyi veya niş bir alanı içerdiği için her ne kadar çeşitlendirilmiş olurlarsa olsunlar risk yoğunluğu taşıdığına dikkat etmek gerekir.
ETF nedir öğrendikten sonra ETF'nin kökenine bir bakış atmak bu finansal yatırım aracını daha iyi anlamamızı sağlayabilir.1992'de Vanguard'ın kurucusu San John Bogle, Pensilvanya'nın Philedelphia şehrindeki ofisinde Nate Most'u ağırlar. Most, Bogle'ye endeksli yatırım fonlarından daha ucuz, verimli ve alıp satması daha kolay bir araç oluşturma fikrini önerir: ETF'ler.
Vanguard'ın kurucusuna ilk başta bunların alıp satılması daha kolay olacağı fikri hoş gelmez ve bu yüzden bu fikri reddeder.
Most, daha sonra State Street'e gider ve 1993'te ABD'de işlem gören ilk ETF olan SPY SPDR'yi oluşturdu.
Nate Most, kariyerinin çoğunu CFTC'de yeni endeksler oluşturarak bunları finansal opsiyonlara uygulanacak futures sözlemeleri haline getirerek geçirdi. Most bu sırada sabit getirili finansal ürünler tarafında bir şeylerin eksik olduğunu fark etti. 1987 çöküşünden sonra portföyleri sigortalamak için kullanılan futures ürünlerinin de SP500'ün düşüşünü genişlettiği göz önünde bulundurulunca yatırım fonlarından daha iyi ve daha yenilikçi bir ürüne ihtiyaç vardı.
Başlangıçta tüm ETF'ler pasif yönetimliydi, yani bir endeksi takip ediyorlardı. Son zamanlarda, herhangi bir endeksi takip etmeyen, daha ziyade yöneticiler tarafından yönetilen ancak bir ETF'nin daha şeffaf ve operasyonel ve vergi maliyetleri açısından daha verimli yapısının avantajlarına sahip olan aktif yönetimli yeni bir ETF yapısı oluşturuldu.
Bu makalede ise pasif yönetimli ETF'lere odaklanacağız.
ETF'ler ve endeksli fonlar arasındaki ana fark kote kelimesiyle ilgilidir. Bu da onların bir hisse gibi işlem gördüğü ve piyasa açık olduğunda herhangi bir zamanda satın alınıp satılabileceği anlamına gelir. Öte yandan, bu durum yatırım fonları için geçerli değildir.
Ayrıca, diğer farklar da şunlardır:
👉 ETF ve Endeksı Fonlar hakkında daha detaylı bilgi almak için bu makaleye göz atabilirsiniz: Endeks Fonları ve ETF’ler: Hangisi Daha İyi?
ETF nedir sorusuna cevap verebilmek için ETF türlerine de kısaca ele almalıyız. ETF'ler iki tür replikadan meydana gelir. İlki fiziksel replika ETF'leri olmakla birlikte ikincisi sentetik replika ETF'leridir. İlk tür ETF'lerde fon yöneticisi çeşitli istatistiksel yöntemler kullanarak taklit edeceği endeksin altındaki varlıkları satın alır. İkinci tür ETF'de ise fon yönetici endeksin getirisini ödeyecek bir yatırım bankasıyla bir swap sözleşmesi satın alır.
Birçok yatırımcı, gerçek alt varlığa sahip olunduğu için fiziksel replikayı tercih eder. Oysa sentetik replikada bu durum söz konusu değildir. Ayrıca, sentetik veya swap replikaları karşı tarafın riskini de içerir.
Fiziksel replika içinde farklı yöntemler bulunmaktadır:
ETF'ler piyasalar, bölgeler, sektörler, alt endüstriler ve hatta bunların içindeki stratejileri içeren büyük bir çeşitliliğe sahip olabilir. Örneğin:
ETF nedir sorusunun yanı sıra ETF'lerin avantajları da yatırımcıların merak ettiği bir diğer konudur. ETF'ler, yatırımcılar için çok kârlı olabilir çünkü fonların ve hisse senetlerinin güçlü yanlarını birleştirirler. Ayrıca, tüm bunları düşük maliyetlerle yaparlar. Buna ek olarka, yatırım fonlarına kıyasla daha geniş bir çeşitliliğe sahiplerdir.
ETF'ler genellikle borsa endekslerindeki hisse senedi sepetlerine yatırım yaparak çeşitlendirilmiştir ve tek tek hisse senetlerinden daha az risk taşır. Tek bir ürün satın alarak portföyümüzde birçok farklı hisse senedi bulundurabiliriz.
Ancak, bir ETF'nin çeşitli hisse senetlerinden oluşan bir portföye sahip olmasına rağmen hisse senedi sayısı düşük ve/veya tek bir sektör, endüstri veya niş bir alan içeriyorsa risk yoğunlaşmasına dikkat etmek gerekebilir.
Bu yüzden takip ettikleri endeksi ve bu endeksin volatilitesini bilmek önemlidir.
ETF'ler hibrit olması nedeniyle hisse senetlerinin esnekliğinden ve işlem kolaylığından yararlanır. Ayrıca, gerçek zamanlı alım-satım işlemlerini gerçekleştirebilir. Bu durum ise işlemlerin daha yavaş olduğu endeksli fonlara göre bir avantajdır. Bu nedenle, net varlık değeri ve fiyatın sürekli olarak güncellenmesi sayesinde yatırımımızın değerini her zaman bilebiliriz.
Öte yandan, bu durum yatırım fonlarında olmaz ve pozisyonlarımızın değerini bilmek için piyasaların kapanmasını beklememiz gerekir.
ETF'ler, yönetiminin çok daha kolay olması, işletme maliyetlerinin daha düşük olması ve bir endeksi takip ettikleri için bir analist ekibine ihtiyaç duymamaları nedeniyle yatırım fonlarına kıyasla düşük komisyonlara sahip olmalarıyla bilinirler.
Bu nedenle, sonuçları genellikle taklit ettikleri endeksler veya sektörlere çok benzer.
Ancak burada iki önemli nokta vardır:
Bir diğer avantaj, bu tür ürünlere erişim için minimum yatırım miktarlarının çok düşük olmasıdır. Bu durum da onu daha düşük sermayeli yatırımcılar için erişilebilir bir ürün haline getirir.
ETF'ler bir endeksi taklit ederek çok benzer bir getiri elde etmeyi hedeflerler. Bu nedenle, bir ETF satın alırken uzun vadeli getirimizin piyasanınkine çok benzer olacağını düşünmeliyiz. Ayrıca, birçok yatırım fonundan daha düşük bir takip hatası olma olasılığı yüksektir.
Ancak her zaman takip hatasını ve spread'i kontrol etmeliyiz. Böylece sürprizlerle karşılaşma ihtimalimiz düşer.
ETF'ler, yatırımcıya endekse göre kaldıraç kullanma ve hatta aynı endekste short yatırım yapma olanağı sunar. Bu durum yatırım fonlarında yapılması zor bir şeydir. Bu nedenle, daha çok hisse senedi yatırımıyla ilgili yeni trading alternatifleri sunar.
Ancak, aynı sebepten dolayı, kaldıraçlı ve short ETF'lerin olduğu yerlerde fiyat hareketlerinde spekülasyon olabilir. Ayrıca, düşük likiditeye sahip varlıklardan oluşan veya çok yüksek spread'lere sahip ETF'lerin olduğu yerlerden de kaçınmalıyız.
ETF'lere yatırım yaparken alım satım işlemleri ve saklama için broker platformlarının tahsil ettiği komisyon maliyetlerini de göz önünde bulundurmalıyız.
Yüksek çeşitlilik nedeniyle bazı ETF'ler daha sofistike kabul edilebilir ve genel yatırımcı kitlesi için uygun olmayabilir. Bu nedenle yatırımcının onlara yatırım yapmaya başlamadan önce nasıl çalıştıkları hakkında iyi bilgi sahibi olması gerekmektedir. Örneğin, ETF'lerin fonlar gibi ertesi gün likidite edilmediğini, bu işlemin birkaç gün sürebileceğini bilmek gereklidir.
Diğer yandan, ETF'lerin bir teklif fiyatı (bid) ve bir talep fiyatı (ask) vardır. Fark veya spread büyükse, ETF'nin veya işlem gördüğü piyasanın veya alt varlıkların likit olmadığı söylenebilir. Bu nedenle yatırımcının hedef fiyata satması daha zor olacaktır. Bu nedenle, yatırım yapmadan önce iyi bir eğitim almak önemlidir.
Aşağıda, taklit ettikleri varlıklara göre piyasada bulabileceğiniz ana ETF türlerinin listesine göz atabilirsiniz:
ETF'ler popülerlik kazandıkça daha fazla yatırımcı çekmek için farklı stratejiler kullanan çeşitli ETF'ler ortaya çıktı. En ilginç olanlarından iki tanesi, belirli bir endeks kötü performans gösterdiğinde fayda sağlayan short ETF'ler ve adından da anlaşılacağı gibi kaldıraç kullanarak belirli bir endeksin getirisini iki veya üç katına çıkarabilen kaldıraçlı ETF'lerdir. Ancak, bu iki ürün uzun vadeli bir yatırımcı veya yeni başlayanlar için önerilmez.
ETF nedir sorusuna cevap bulduktan sonra, hangi tür ETF portföyü oluşturmak istediğimizin de farkında olmamız önemlidir. Bu, yatırımcı profilimize ve ihtiyaçlarımıza bağlı değişebilir.
👉 ETF seçimi hakkında daha detaylı bilgi almak için bu makaleye göz atabilirsiniz: ETF Nasıl Seçilir?
ETF'ler öncelikle aracı kurum platformları ve bankalar aracılığıyla işlem görür. Burada düşük komisyonlu bir aracı kurum bulmanın önemi öne çıkar. Yukarıda da değindiğimiz gibi ETF'lerin dezavantajlardan biri alım-satım komisyonlarının yüksek olabilmesidir. Bu yüzden ETF almak için en ucuz aracı kurumun hangisi olduğunu analiz etmek önemlidir. İşte ETF alım-satımı yapabileceğiniz aracı kurumların bazıları:
ETF'ler çok yönlüdür, bu yüzden iyi bir alternatif olabilirler:
ETF nedir sorusu verilebilecek en kısa cevaplardan birisi ETF'lerin son yıllarda gittikçe popülerleşen bir yatırım aracı olmasıdır. Gerek ürün çeşitliliği gerekse de işlem kolaylığı nedeniyle yatırımcılar tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Bu noktada yatırım fonlarına kıyasla daha kolay ve işlem maliyeti bakımından daha ucuz olması ETF'lerin popülerliğini her geçen gür artırmaktadır. Özellikle günlük ve swing trading stratejisi uygulayan yatırımcılar ile türev ürünlere yönelmeden kaldıraç kullanmak isteyen trader'lar için ETF'ler kârlı bir alternatif oluşturabilir. Bunun yanı sıra, yatırıma yeni başlayan yatırımcılar ETF'ler aracılığıyla kolaylıkla bir varlık sepetine yatırım yapabilir.
Öte yandan, ETF'lere yeni giriş yapan yatırımcıların mutlaka bu konuda kendilerini eğitmeleri ve bilgi düzeylerini bir adım öteye taşımaları gerekmektedir.
Bu kapsamda aşağıdaki makaleler de ilginizi çekebilir:
👉 Endeks Fonları ve ETF'ler: Hangisi Daha İyi?