Borsa
Birçok faktör finansal piyasaları doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilir. Bu faktörler arasında yer alan Avrupa Merkez Bankası (AMB) takvimi piyasalar üzerinde şüphesiz kritik bir role sahiptir.
Bu nedenle, bir yatırımcı olarak, merkez bankasının para politikalarının belirlendiği toplantılar ve fırsatlar hakkında güncel kalmak önemlidir. Aşağıda, 2025 yılına yönelik Avrupa Merkez Bankası toplantı takvimini sizler için derledik
Avrupa Merkez Bankası (AMB) Yönetim Kurulu tarafından düzenlenen iki tür toplantı vardır:
Şimdi, AMB'nin Frankfurt'ta düzenleyeceği para politikası toplantılarının 2025 takvimine göz atalım:
👉 Para politikası hareketleri hakkında güncel bilgilere sahip olmak istiyorsanız bir sonraki FED toplantısının ne zaman olacağını öğrenin.
Avrupa Merkez Bankası (AMB)'nin ana hedefi, Euro bölgesinde fiyat istikrarını korumaktır. Bu da düşük, istikrarlı ve öngörülebilir enflasyonu korumak anlamına gelir. Bu hedef son yıllarda gerçekleşmemiştir ve bu yüzden faiz oranlarında birçok hareketlilik gördük.
Yukarıdaki grafikte, uzun yıllardır %2'nin altında kontrol altında tutulan bir enflasyonun bazen ise %0 ve hatta negatif seviyelere gerilediğini görebiliriz. Öte yandan, Euro bölgesindeki enflasyonun 2022'de %10'a kadar çıktığını daha sonra ise %2,2 civarına gerilediğini söyleyebiliriz.
Bu durum, AMB'yi 2022 ve 2023 boyunca agresif bir şekilde faiz oranlarını artırmaya zorladı. Bunun altında yatan sebep ise kurumun tek görevini, yani fiyat istikrarını korumayı yerine getirememesi ve dolayısıyla enflasyonu ortadan kaldıramamasıdır.
Ancak, Eylül 2024 itibarıyla Christine Lagarde maksimum faiz oranları dönemine son verdi ve artık faiz indirim döngüsünün içindeyiz. Mart 2025'te yapılan altıncı 25 baz puanlık faiz indirimiyle birlikte, bu süreç hız kazanmış durumda. Başka bir deyişle, 2024 sonlarından 2025 Şubat ayına kadar geçen son altı ayda, ECB faiz oranlarını toplamda 200 baz puan düşürdü.
Her ne kadar genellikle faiz oranlarının kontrolünü belirtsek de aslında AMB 3 tür faizi kontrol eder:
Avrupa Merkez Bankası (ECB), 11 Eylül 2025’te gerçekleştirdiği toplantıda faiz oranlarını sabit tutma kararı aldı. Böylece Haziran ayında yapılan son indirimlerin ardından, dokuz ayda toplam 200 baz puanlık gevşeme sonrası AMB artık bekleme moduna geçmiş oldu.
Bir sonraki toplantıya kadar üç ana faiz oranı aşağıdaki gibi kalacaktır:
Bu oranlar, 17 Eylül 2025 tarihinden itibaren geçerli olacaktır.
Sonuç olarak, Avrupa Merkez Bankası ile ABD Merkez Bankası (Fed) arasındaki faiz farkı tarihi seviyelere ulaştı. Fed, enflasyon baskılarının kalıcılığı nedeniyle faiz indirimlerini ertelemiş ve federal funds aralığını %4,25-4,50 seviyesinde sabit bırakmış durumda. Buna karşılık AMB’nın faizleri %2 civarında; fark giderek açılıyor.
Fed tarafında, ticaret savaşlarının yatırımlar ve ihracat üzerinde baskı yaratabileceği kabul edilirken, savunma ve altyapı harcamalarının bu etkileri sınırlı da olsa dengelemesi bekleniyor. Yine de ABD’de son açıklanan enflasyon rakamları — yıllık %2,9 manşet ve %3,1 çekirdek enflasyon — fiyat baskılarının hâlâ güçlü olduğunu gösteriyor.
AMB cephesinde ise Başkan Christine Lagarde basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Üç ana faiz oranını değiştirmedik. Enflasyon hâlen orta vadeli %2 hedefimize yakın seyrediyor. Yeni projeksiyonlarımız, 2025’te %2,1, 2026’da %1,7 ve 2027’de %1,9 ortalama enflasyon öngörüyor. Kararlarımızı veriye bağlı, toplantı bazında alacağız; herhangi bir faiz patikasına ön taahhüt vermiyoruz.”
Lagarde, risklere değinirken şunları vurguladı:
“Yüksek tarifeler, güçlü euro ve küresel rekabet büyümeyi baskılayabilir. Buna karşın reel ücretlerdeki artış, kamu harcamaları ve daha gevşek finansman koşullarının gecikmeli etkileri iç talebi destekliyor.”
Özetle, Fed’in şahin duruşu ile AMB’nın temkinli ve veri-bağımlı tavrı arasındaki fark piyasaların yönünü belirlemeye devam ediyor. ABD’de enflasyonun ne kadar hızlı çözüleceği, Euro Bölgesi’nde ise ücret ve talep dinamiklerinin nasıl gelişeceği, önümüzdeki dönemde hangi merkez bankasının önce hamle yapacağını gösterecek.
👉 Merkez bankası başkanlarının farklı argümantatif tonlarını nasıl çalıştığını biliyor musunuz? Bunu, aşağıdaki yazımda açıklıyorum: Şahin ve Güvercin (Hawkish vs Dovish): Politika Nedir?
Eylül toplantısında Lagarde’ın tonunda “döngünün sonuna geliyoruz” mesajından ziyade, iç enflasyon baskılarının hafiflediği ve risklerin daha dengeli hale geldiği vurgusu öne çıktı. Başkan, ücret artışlarının yavaşladığını, verimlilikte toparlanma ile birlikte birim işgücü maliyetlerinin gerilediğini ve bunun da fiyat baskılarını sınırladığını belirtti. Ayrıca şirket kâr marjlarının yeniden toparlanmasının, enflasyonun hedefe kalıcı dönüşünü destekleyeceğini ifade etti.
Lagarde, “Ekonomik görünüm belirsizliğini koruyor; ticaret politikası, jeopolitik gerginlikler ve iklim kaynaklı şoklar riskleri artırıyor. Buna karşın reel ücretlerdeki artış ve kamu harcamaları iç talebe destek oluyor.” diyerek dengeli fakat ihtiyatlı bir duruş sergiledi.
Piyasalar ise bu mesajları, AMB’nin faiz indirim döngüsünde artık daha temkinli ve seçici adımlar atacağı şeklinde yorumladı.
👉 Sıradaki yazımıza göz atın: Enflasyon Ortamında Yatırım Kararları
AMB Yönetim Kurulu Yürütme Komitesinin altı üyesi ve Euro bölgesi (Eurozone) ülkelerinin ulusal merkez bankalarının başkanlarından oluşmaktadır.
Yönetim kurulu, AMB'nin ana karar alma organıdır ve Euro bölgesindeki para politikasından sorumludur. Bu kapsamda, faiz oranlarını belirleme ve genel olarak fiyat istikrarını korumak ve Avrupa Birliği'ndeki genel ekonomi politikalarını desteklemek için para arzını yönetme gibi kararlar alınır.
Merkez bankası birçok işlevi yerine getirir.
Bu şekilde, Avrupa Merkez Bankası Euro Bölgesi ekonomisinin yönlendirilmesinde temel bir rol oynar. Bu yüzden her toplantısına yaklaştıkça yatırımcılar hayati bir soruyla karşı karşıya kalır: Nereye yatırım yapılmalı?
ECB tarafından alınan kararlar, Avrupa pazarındaki hisse senetlerinin performansı üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Birçok yatırımcı, piyasanın AMB'den gelen haberlere tepkisini değerlendirmek için EURO STOXX 50 endeksinin en iyi hisselerine bakar.
Belirsizlik dönemlerinde veya para politikasında değişiklik beklentilerinde, ekonomik dalgalanmalara daha az duyarlı olan defansif hisseler daha cazip hale gelir. Ancak, AMB'nin kararları aynı zamanda nerede arayacağını bilenler için fırsatlar da sunabilir. Bu da en iyi hisselerin seçimini hem zorlu hem de daha kârlı bir süreç haline getirir.
Sonuç olarak, yatırımcı olarak AMB'nin bir sonraki toplantısının ne zaman yapılacağını bilmek bizim için önemlidir. Bu toplantıda Euro Bölgesi'nin para politikasının yönü belirlenir ve bu da ekonomiyi ve piyasaları canlandıracak veya soğutacak olan kredinin pahalılaşması ya da ucuzlamasına sebep olur. Tüm bunlar kapsamında piyasalar, alınan bu kararlara olumlu ya da olumsuz tepkiler verebilir.
👉 İlginizi çekebilir: